Blog

Axel Hütte’nin Chronostasis’i üzerine

30 Nisan 2022 Cts

Merve Ünsal Borusan Contemporary’nin yeni sergisini değerlendiriyor.

MERVE ÜNSAL
merve.unsal@gmail.com

Axel Hütte’nin Chronostasis sergisi üzerine düşünmek ve ardından yazmak fotoğrafın maddeselliğini yeniden ele almayı gerektiriyor-fotoğraf, tartışmaya açık bir şekilde zaman içindeki bir anın fotoğraf makinesi aracılığıyla bir imgeye çevrilmesidir. Hütte’nin bir mekândaki, durumdaki veya andaki zamanı uzatmaktan ya da durdurmaktan ziyade izleyicilere zamanın belirgin ve kaçınılmaz biçimde var olduğunu, kullandığı ifade aracına özel bir bilgilendirme yoluyla hatırlattığını öne süreceğim. Bir başka deyişle Hütte’nin fotoğrafları ilk bakışta dünya dışı, insan sonrası bir keşif seferine aitmiş gibi görünseler de her zaman ve yalnızca zamanla ilgili oluşları tam da zamanın içindeki bir ana sabitlenmemelerinden ileri gelir.

Neiderwald I ve Neiderwald II isimli fotoğrafları her zaman çok etkileyici buldum. Her iki imgede de bir kalp çarpıntısına benzeyen yüzeydeki gerilimi ilk bakışta çözmek kolay değildir. Bir yandan sanatçı, kullandığı büyük boy fotoğraf makinelerinin sağladığı keskin betimleme olanaklarıyla zıtlık teşkil eden ve görece kısıtlı bir renk paletiyle oluşturulmuş muğlak ve puslu bir görüntü sunar. Öte yandan ise ormandaki ağaçların gövdelerine neredeyse zum yapması kafa karıştırıcı bir etki yaratır; bu ağaçlar köksüz ve başsızdır. İzleyici olarak derinlik ve konum algımızı kaybederiz çünkü manzara bir bütünün içinden koparılıp alınmış gibidir. Bir rüyayı andıran sessiz görsellik içeride mahsur kalmış gibi görünen fotoğrafın sınırlarıyla açık bir tezat oluşturur. İmgeye daha detaylı bakma dürtüsü ve imgenin sırrına eremediğimiz diğer kısmından dışlanmış olma hissi arasında bir gerilim vardır. Bu iki imge fotoğrafın dinginliği içinde huzursuzdurlar. Bu huzursuzluk hali yalnızca durağan imgenin sınırları içinde elde edilebilen zamansallığa dönüşür.      

Bu iki imgeyi Sagalassos-4, Nymphaeum ile ilişkilendirmek istiyorum çünkü Hütte’nin mimari manzaraları da aynı şekilde devinimle yüklüdür. Hütte, özenli kompozisyonlarının ikilikleri ve değişken zamansallıkları kapsadığı kendi gündemine hizmet etmesi için Sagalassos’un ezici güzelliğini ve bıraktığı tesiri evcilleştirir. Kompozisyonun üçte birlik kısmının solunda kalan heykel ve iki sütunu içeren daha büyük mimari yapı, kompozisyonun üçte birlik kısmının sağında kalan ve mağaraya benzeyen bölümle kontrast içindedir. Bu bölüm nesnelerle dolu üç boyutlu bir mekânın neredeyse iki boyutluymuş gibi görünebileceğini vurgular. Bir kadını hareket halindeyken yakalamışa benzeyen mermer heykelin akışkanlığı, sütunların önünde durdukları nişi derinleştiren abidevi duruşlarıyla karşıttır. Hütte yine izleyicinin bakışıyla meşguldür ve amacı bize bakışımızın zikzaklar çizdiğini hatırlatmaktır. Yalnızca fotoğrafın içinde açıklığa kavuşabilecek nedenlerden ötürü mekâna onun nazarıyla bakarız. Bu fotoğraf aynı antik yerleşimin fotoğraflarıyla beraber belgeden başka her şeydir. Zamanın içindeki bir anda bulunan mekâna ait görsel kesinlikleri, bahsettiğim örneklerde Hütte’nin fotoğraf ve belge arasındaki sınırı çizmek için devreye soktuğu bir araçtır.

Efes Teras Evleri-2 şu sebepten dikkat çekicidir: Her ne kadar fotoğraf makinesinin ve fotoğrafçının mevcudiyeti çerçevenin konumu aracılığıyla ima ediliyor olsa da mimari yapı onların varlığını küçük göstermez ve karşılaşma göz hizasında gerçekleşmiş gibi görünür. Bu fotoğrafta esasen sol üst köşeden gelen ışık odayı aydınlatırken bir başka odaya açılan kemerli geçit, mimariyle şekillenmiş mekânlarda beden hareketlerinin sezinlenmesini sağlayarak derinlik algısı yaratır. Bu çıkarımlar kompozisyonda hemen göze çarpmazlar ve öyle bir anı yaratmadan o anı ima ederler. Bir başka deyişle sanatçı, fiziksel olarak o mekânda bulunmuş olma çağrışımıyla ilgili bir imge yaratmak için mimari yapının durağanlığını ve muvazenesini ışığın geçiciliğiyle birleştirir.   

Chronostasis sergisinde sunulan fotoğraflar Hütte’nin fotoğrafa dair duyarlılığının özgün örneklerini sunarlar. Bu duyarlılık fotoğrafın uçuculuğunun abideleştiği, abidevi mekânların ve manzaraların geçici öznelere dönüştüğü bir alanı kapsar. Hütte bu alanın içinde fotoğrafın özünde bulunan antagonizmi yakalar: Zapt etmeye karşı ima etme… Bu durağan imgeleri harekete geçiren şey bu iki gücün arasındaki tansiyondur.     

 

YAZAR HAKKINDA
Merve Ünsal İstanbul’da yaşayan bir görsel sanatçıdır. Üretiminde metin ve fotoğrafı alışılagelmiş biçimlerinin ötesinde kullanır. Ünsal sanatçılara odaklanan online yayın inisiyatifi m-est.org’un kurucu editörlüğünü yapmaktadır.

Sayfayı Paylaş