AMY SALSGIVER
İstanbul’da yaşayan Amerikalı perküsyon sanatçısı, besteci ve eğitimci Amy Salsgiver, neredeyse 20 yıldır Türkiyedeki hareketli müzik sahnesinde üretimlerini sürdürmektedir. Salsgiver, deneysel müzikten geleneksel, klasik müzikten çağdaş müziğe uzanan türler ve disiplinlerarası çalışmalarında çoğunlukla farklılıkları bir araya getiren çarpıcı üretimlere odaklanır.
Sanatçı kimliği ile kentin deneysel müzik sahnesinin nabzını tutan Salsgiver, Hezarfen Ensemble ile ile aktif olarak çeşitli ülkelerden bestecilerle işbirliklerine imza atarken yeni üretimler icra ederek Türk müziğinin çağdaş seslerini yurtiçi ve yurt dışına taşıyor. Pratiğine Türk vurmalı çalgılarını alışılmadık bağlamlarda dahil eden sanatçı, üretimleriyle bu enstrümanların sonik olasılıkları yeniden ele alıyor. Aynı zamanda sa.ne.na isimli perküsyon topluluğunun kurucularından olan Salsgiver, bu topluluk aracılığıyla son 50 yılın müzikal anlamda öne çıkan eserlerini Türkiyedeki dinleyicilere buluşturuyor. Bu kapsamda, Slagwerk Den Haag, Christian Benning ve Michael Gordon gibi sanatçılarla yürüttüğü disiplinlerarası işbirlikleri ve yaratıcı etkileşimler de çalışmalarının önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Perküsyon temelli çalışmaları arasında Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO), Gana ksilofonu gyil üzerine araştırmaları, caz ve pop müzik gruplarıyla sahne ve kayıt çalışmaları yer almaktadır.
Salsgiver, İstanbul Teknik Üniversitesi Müzik İleri Araştırmalar Merkezi'nde (MİAM) öğretim üyesi olarak MİAM Perküsyon ve MİAM Doğaçlama Topluluklarını yönetmektedir. Verdiği dersler perküsyon, kompozisyon ve doğaçlama ile ilgili çeşitli konuları kapsar.
Amy Salsgiver güncel olarak müzik kompozisyonu alanında yürüttüğü doktora çalışmasını sürdürmektedir. Tez çalışması, doğaçlama ve işbirliğine dayalı üretim yöntemlerinin çağdaş müzik pratiklerinde nasıl yaratıcı araçlar olarak kullanılabileceğini ele alıyor. Ayrıca, Sound Runs ismini verdiği pratiğe dayalı bir araştırma projesini de yürütmektedir. Koşarken geçtiği yerlerin ses manzaralarını kayda alarak yerel işitsel çevreyi belgelemekte ve bu saha kayıtlarını, izleyicilerin çevreleriyle daha derin bir ilişki kurmalarını teşvik eden eserler üretmekte bir çıkış noktası olarak kullanıyor.